Yönetici Özeti:
Ezidilerin (Ezidiler) Suriye ve bölgedeki varlığı çok eskilere dayanmaktadır, defalarca maruz kaldıkları imha nedeniyle sayıları çok azaldı ve yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalan dini azınlıklardan biri oldular. Bununla birlikte, Suriye, Irak, Kürdistan, Türkiye ve diğer ülkelerde yaşayan bazı küçük Ezidi toplulukları hala bulunmaktadır.
Bölgede bu dini azınlığa karşı en son yapılan soykırım 2014 yılında, özellikle de kendisini İslam Devleti olarak adlandıran ve medyada (IŞİD) olarak bilinen örgüt tarafından gerçekleştirildi. IŞİD, Irak’ın Sincar (Şengal) bölgesine saldırdığında binlerce Ezidi’yi tutuklayıp Suriye’ye götürdü. Uluslararası Suriye Soruşturma Komisyonu’nun açıkladığı gibi çok acımasız bir vahşete maruz kaldılar.[1]
Ezidiler’e yönelik soykırım girişimlerinin çoğu bu dini gruba karşı, inanç, din, gelenek ve etnik kökenlerine saldırmakla başladı. Bu girişimler dini ritüellerini çarpıtma ve onları insanlıktan çıkarma arzusuyla yapılmaktaydı. Bu yaratılan durum gerçek cinayetleri işlemeden ve yerinden edilmeden önce düşmanca bir ortam yaratılmasına katkıda bulundu.
Hakim olan dinlerin diğer inançları tanımaması, dini hoşgörünün zayıflığı, diğer dinlerin azınlık inançlarının varlığını kabul etmemesi ve hakim dinlerin diğer küçük dini grupların ritüellerini ve geleneklerini özgürce yaşama hakkı tanımaması, ayrıca çoğunluğun benimsediği dinin ülkedeki diğer azınlık dinlerini cezalandırması dini çoğunluğa sahip olanların kendi dinlerini devletin “resmi dini” olmasına sağlamışlardır.
Ezidilerin etnik olarak Kürt olmaları ve Kürtçe’nin (Kurmanci lehçesini) konuşmalarına rağmen, büyük çoğunluğu Sünni olan Kürtlerden inanç olarak farklıdırlar. Azınlık olarak bazı Ezidiler, kültürel ve dini farklılıkları nedeniyle Kürtlerden ayrı bir etnik grup olarak tanınmayı tercih ediyor.[2]
Türk Devleti ve Suriye muhalefet koalisyonuna bağlı güçlerin 2018 yılındaki “Zeytin Dalı” ve 2019 yılındaki “Barış Pınarı” adı altında yaptığ harekâtlar Ezidilerin bölgede acılarının devam etmesine ve çok sayıda hak ihlaline maruz kalmalarını neden olmuştur. Afrin’de Ezidi kadınları keyfi gözaltına alınmış ve “İslama” geçme baskısı yapılmıştır.[3]
Ezidilerin en büyük tapınağı (Laleş Tapınağı), Irak’ın Ninova Valiliği’ndeki Musul şehri yakınlarında “şehan” bölgesinde yer almaktadır. Ancak Ezidiler, Irak Kürdistan şehirlerinin çoğunda ve Suriye, Lübnan, Türkiye ve İran’ın bazı bölgelerinde, ayrıca Ermenistan ve Gürcistan’da yayılmış bulunmaktalar.
Afrin’deki Ezidiler, özellikle Türkiye’nin işgal ettiği bölgelerde dini bayramlarını kutlamaktan ve Ezidi din dersini almaktan alıkonularak dini kısıtlamalara tabi tutulmaktadır.
“Amerikan Din Özgürlüğü Komitesi”, 2020 yılı Suriye raporunda, Afrin şehri gibi Türk kontrolü altındaki bölgelerde özellikle Kürtler, Ezidiler ve yerinden edilmiş Hıristiyanlar olmak üzere azınlıklara zulüm edilmesini ve marjinalleştirilmesini eleştirdi. Rapor, Ankara’ya Suriye’den çekilmesi için bir zaman çizelgesi belirlemesi için baskı yapılması çağrısında bulundu, “çünkü bu durum oradaki Ezidi varlığı, Hıristiyanlar ve Kürtlere yönelik dini ve etnik temizliği şiddetlendirebilir”.[4]
Metodoloji:
Bu raporda da görüleceği gibi, Ezidilere soykırım uygulanmadan önce tarih boyunca Ezidi inancına sahip insanların dinleri ve ritüelleri çarpıtılmış, uygunsuz sıfatlar yakıştılırmış, gelenekleri hor görülmüş ve inançları aşağılanmıştır. Bu durum fiili soykırımlar yapılmadan önce düşmanca bir ortam yaratmaya zemin olmuştur.
Buna cevap olarak, bu rapor, Ezidi dininin kökenlerini, inançlarını, ritüellerini ve bu dinin temellerinin üzerine inşa edildiği sembolleri inceleyecektir. Raporda, bu grubun özellikle Suriye’de maruz kaldığı ihlaller de gözden geçirilecek ve bu dine ilişkin dini fetvalar ve özellikle İslami olan dini anlatılar sıralanacak.
Rapor aynı zamanda geçmiş Suriye hükümetlerinin ve günümüz Suriye’sinde Ezidilerin nasıl davrandığı incelenecektir. Ayrıca, Türk devletinin 2018 yılında “Zeytin Dalı” ve 2019 yılında yaptığı “Barış Pınarı” harekâtlarından dolayı Afrin ve Ras al-Ain/Serekaniye’den yerinden edilmiş Ezidilerin içinde bulunduğu durum ele alınacaktır.
Bu rapor esas olarak Suriye’deki ve/veya ülke dışında göç eden Ezidi mağdurların canlı ifadelerine dayanmakta ve 14’ü kadın olmak üzere toplam 32 kişiye görüşülmüştür.
Rapor ayrıca, yerel ve uluslar arası insan hakları örgütleri tarafından yayınlanan raporlara ve araştırmalara dayanmaktadır. Suriye anayasasının dini özgürlükler ve Suriye’deki vatandaşları düzenleyen kişisel statü kanunu ile ilgili yasal yönlerini de gözden geçirmektedir. Aynı zamanda, Suriye ve bölgedeki Ezidi dinini kökenleri ve inançları ile bu dinin maruz kaldıkları ihlalleri konu alan birçok çalışma ve araştırma da tarihsel boyutuyla gözden geçirildi.
Rapor üçe ayrılır:
(1) 2011-2022 yılları arasında Suriye’de yaşanan mevcut çatışmaya ilişkin ihlaller ve Suriye’de özellikle Türk ordusunun kontrolündeki Afrin ve Ras al-Ain/serekaniye bölgelerinde Ezidilerin maruz kaldığı ihlallerin ele alındığı bölüm. Ayrıvca, mağdurların mallarına el konulduğunu, tutuklandığını ve hatta öldürüldüğünü ve silahlı grupların dinine mensup olmadıkları için maruz kaldıklarını ifade eden bir sunumdur. (2) Rapor, Ezidilerin Suriye yönetimi altında (özellikle 2011 yılından önce) maruz kaldıkları yasal haklardan mahrum bırakma ve dinlerini inkâr etme gibi ihlalleri ele alıyor. Bu bölüm, Suriye hükümetinin Kişisel Statü Yasası ile yasal ve anayasal çerçevesini ve onun Ezidi dininin haklarını ihlal ettiğini inceliyor. (3) Rapor, Ezidi dininin kökeni, inançları ve dini ritüelleri açısından, tarih boyunca varlıklarına karşı maruz kaldıkları ihlalleri ele alıyor. Son bölümde ise rapor, dini azınlıkların haklarını uluslararası insan hakları ilkeleri doğrultusunda koruyan uluslararası yasaları ve mevzuatı inceliyor.
Raporun tamamını PDF formatında okumak için lütfen buraya tıklayın.
[1] “Yok Etmeye Geldiler: DAİŞ’in Yezidilere Yönelik Suçları”. Birleşmiş Milletler Suriye Soruşturma Komisyonu. 15 Haziran 2016. Belge No.A/HRC/32/CRP.2.
[2] Ely Sannes, Ezidilern Durumu: IŞİD Soykırımından Sekiz Yıl Sonra, Washington Kürt Enstitüsü, 27 Mayıs 2022: Son ziyaret 14 Temmuz 2022: https://dckurd.org/2022/05/27/the-status-of-the-yazidis-eight-years/
[3]“Temiz Eller Yok”- Ön saflarda ve manşetlerde siviller, silahlı aktörler tarafından korkunç ve giderek artan bir şekilde hedef alınan suistimallere maruz kalmaya devam ediyor. Birleşmiş Milletler Suriye Soruşturma Komisyonu.15 Eylül 2020 yılında. Basın bülteni bağlantısı en son 9 Temmuz 2022 yılında ziyaret edildi: https://www.ohchr.org/ar/2020/09/un-commission-inquiry-syria-no-clean-hands-behind-frontlines-and-headlines-armed-actors?LangID=A&NewsID=26237 Basın bülteni, A/HRC/45/31 rapor/belge koduna dayalı olarak yazılmıştır.
[4]Afrin Yezidileri: ihlaller ve dini kısıtlamalar varlıklarını tehdit ediyor. Ninar Halife. Enab Baladi gazetesi. 31 Temmuz 2021 yılında. (bağlantıya son ziyaret: 19 Temmuz 2022 yılında): https://www.enabbaladi.net/archives/502338